İşitme Programı​

Doğuştan olan ya da yaşamın ilk yıllarında başlayan işitme kayıpları bireyin konuşmayı anlama, ana dilini edinme ve bilişsel becerilerinin gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır.

İşitme engelli bireyler, dili edinebilme, sesli uyaranları normal ortamlarda algılayarak o uyaranlara uygun tepkide bulunabilme becerilerini geliştirebilmek için özel eğitime ihtiyaç duymaktadır.

Günümüzde işitme kaybı tanısı birçok bireye küçük yaşlarda hatta doğumda konulabilmekte, işitme cihazları ile daha iyi işitmeleri sağlanabilmektedir.

Bireyin özel eğitim, aile eğitimi ve destek eğitim ile konuşmayı algılaması ve konuşmayı öğrenmesi, bu yolla iletişim kurması, işitme kaybının derecesine ve sağlanan erken eğitim hizmetlerinin etkinliğine bağlı olarak çeşitli düzeylerde mümkün olabilmektedir. İşitme engelli bireyin eğitiminde kabul gören amaçlar, bireyin işitme cihazını uyanık olduğu tüm saatlerde kullanmasını sağlayarak işitme becerilerini geliştirmek, sesleri yorumlamayı öğretmek ve bu sürece ailenin katılımını sağlamakla ilgili olmalıdır. Bireyin işitme kaybı hafif veya orta derecede dahi olsa, eğer birey özel eğitim hizmetlerinden faydalanamıyor ise işitme yetersizliğinin yarattığı sonuçlar olumsuz yönde ilerleyecektir.
Kurumumuzda kullanılacak İşitme Engelliler Destek Eğitim Programı, bireyin hayat boyu kullanabileceği dinleme, konuşma, dil, iletişim, okuma yazma ve matematik becerilerini kazanmaları, bu becerileri kullanarak sosyal hayata etkin katılım sağlamaları amacıyla hazırlanmıştır.

Özür Grubunun Tanımı ve Özellikleri

İşitme Kaybı 

Bireyin işitme duyarlılığının onun gelişim, uyum özellikle de iletişimdeki görevlerini yeterince yerine getirememe halidir.
Tanımı; İşitme kaybı, doğuştan veya sonradan olan problemler nedeniyle işitme duyarlılığında meydana gelen azalmadır. İşitme engeli ise işitme duyarlılığındaki azalmanın bireyde ortaya çıkardığı yetersizlikler durumudur.

Özellikleri, birey, doğumdan başlayarak pek çok bilgiyi, işitmesini kullanarak öğrenir. Böylece işitme duyusu ile sürekli olarak çevresindeki diğer bireylerin konuşmalarını duymakta, bu sesler ile o anda oluşan olaylar arasında bağlantı kurmakta ve bu seslere anlam vermektedir.

İşitme engelli birey ise, işitme yoksunluğu nedeniyle öğrenmeye en uygun yaşlarda, konuşma ve dili öğrenme fırsatını kaçırmakta ve hem anlama hem de konuşma becerilerinde sorunlar yaşamaktadır. Konuşma ve dil sorunlarına bağlı olarak da bilişsel, motor koordinasyon, duygusal-sosyal, eğitim-öğretim, mesleki ve toplumsal alanlarda da güçlük çekmektedirler.

İşitme: İşitmenin gerçekleşebilmesi sesin olmasına, sesin kulağa ulaşmasına, o sesin insan kulağının alabileceği sınırlar içinde olmasına, sesin işitme yolu diye adlandırılan dış, orta ve iç kulak bölümlerini aşarak merkeze-beyne ulaşmasına, merkezde algılanmasına bağlıdır. 

İşitme engelli bireylerde bu yol tamamen veya kısmen yoktur. İşitme engelli bireyler, işitme cihazı kullansalar bile sesleri işitme cihazının izin verdiği frekans ve şiddette alabilmektedirler. Bu nedenle bazı konuşma seslerini duyamamakta, bazılarını karıştırmaktadırlar. Konuşanla arasındaki mesafeye, konuşanın sesinin şiddet, tını gibi özelliklerine, arka planda gürültü olup olmamasına bağlı olarak konuşulanları anlamada güçlük çekmektedirler.

Dil ve Konuşma: İşitme engelli bireyler, işitme kaybının tipi, derecesi ve şekline bağlı olarak çok fazla ses hataları yaparlar. Bu da konuşmalarının anlaşılırlığını etkiler. Ses uyaranlarının olduğu ortamlarda işitme engelli bireylerin kendilerinden ve çevrelerinden sağladıkları işitsel girdiler ve geri iletimler işiten bireylere göre daha sınırlıdır. Bu durum onların ses uyaranlarından oluşan çevrelerini organize etme yeteneğini etkiler. İşitme engelli bireyler dilin anlam, ses bilgisi, biçim birim, söz dizimi bileşenlerini işiten bireyler gibi aynı sırada ve kurallar içinde ancak gecikmeli olarak edinirler. Dilin sosyal bağlamda belli bir amaca yönelik işlevi ve iletişim amacına uygun kullanımı ciddi olarak kısıtlıdır. Yetersiz işitme ve dil becerileri nedeniyle söylenileni yazmada; duygu ve düşüncelerini yazılı olarak ifade etmede güçlük çekmektedirler. Sözcük dağarcığının sınırlı olması, dil bilgisel yapıları kazanmada gecikmeler ve bilgi düzeyindeki yetersizlikler işitme engelli bireylerin okumayı öğrenme ve okuduğunu anlama güçlüğü yaşamalarına sebep olmaktadır. Ayrıca işitme engelli bireyler düşüncelerini düzenlemede ve düzgün bir sırada ifade etmede güçlük çekerler.

Bilişsel: Doğumla beraber bilişsel gelişim sürecinde dil önemli bir yer tutmaktadır. İşitsel girdinin yetersizliği nedeniyle işitme engelli bireyler düşünme ve akıl yürütme, sınıflama ve ilişki kurma, açıklama becerilerinde güçlük çekerler. Soyut düşünme becerilerindeki yetersizlikler, sevgi, nefret, inanç, güç, hız, zaman gibi kavramları etkili bir biçimde kullanmalarını olumsuz yönde etkilemektedir. Entelektüel olgunluğa yaşıtlarından daha geç ulaşırlar ya da ulaşamazlar. Soyutlamaları sözel veya yazılı ifadelerinde kullanmada güçlük çekerler. Duyduklarını zihinlerinde canlandırmada zorlanırlar. İşitme engelli bireyler işitme kaybının tipi ve derecesine bağlı olarak, işitsel uyaranları aynı şekilde alamamaktadırlar. Bu da uzun süreli bellek ve işleyen bellek ile ilgili güçlükler yaşanmasına neden olmaktadır.
      İşitme engelli bireyler sözlü yönergeleri dinlemede, izlemede zorlanırlar. Dikkatleri çabuk dağılır. Çevrelerini anlayabilmek için daha fazla çaba göstermekte ve zihinsel olarak çabuk yorulmaktadırlar.
      Motor-Koordinasyon: İşitme engelli bireyler, oturma, yardımsız ayağa kalkma, yürüme gibi motor becerilerin kazanılmasında işiten bireylerin gelişim aşamalarını izlerler. Ancak motor gelişimde gözlenen en büyük problem genel vücut koordinasyonunun sağlanması ve dengeyi gerektiren hareketlerde görülmektedir. Bunun dışında görsel motor koordinasyon gerektiren bazı becerilerde de güçlük çekebilmektedirler.
     Duygusal-Sosyal: İşitme engelli bireylerin işitme ve dil becerilerinin yetersiz olması kişiler arası iletişim kurmayı engellemekte ve sosyal yaşamla ilgili tutum ve rollerin öğrenilmesinde bazı güçlükler yaratmaktadır. İşitme engelli bireyler öğrenme ile ilgili becerilerde işiten yaşıtlarına göre daha çok desteğe ihtiyaç duymaktadırlar. Öğrenmeye ilişkin deneyimlerinde uğradıkları başarısızlık bireyde motivasyon eksikliği yaratmakta, bu durum da bireyin sosyal ilişkileri öğrenmesini ve akademik becerilerde başarılı olmasını olumsuz yönde etkilemektedir.

Programın Düzeyi

Program uygun işitme cihazı kullanan, doğumdan itibaren her yaş grubundan işitme engelli bireylerin özellikleri ve gereksinimleri dikkate alınarak hazırlanmıştır.

​Programın Genel Amaçları

Bireylerin;
1. İşitme kalıntısını en üst düzeyde kullanmaları,
2. İşitsel algı becerilerini kullanarak yaşıtları düzeyinde dil ve konuşma becerisi geliştirmeleri,
3. İletişim becerilerini geliştirerek günlük yaşamda kullanmaları,
4. Okuduğunu anlama ve okuma yazma becerilerini geliştirmeleri
5. Temel matematik becerilerini kazanmaları
6. Akıl yürütme becerilerini geliştirmeleri, beklenmektedir.

​İşitme Engelli Bireyin Dil ve Konuşma Gelişimini Etkileyen Faktörler

a. İşitme kaybı ile ilgili faktörler

b. İşitme ile ilgili sunulan odyoloji hizmetlerine bağlı faktörler

c. Sunulan genel eğitim ve özel eğitim hizmetlerine bağlı faktörler

ç. Birey ile ilgili faktörler

d. Aile ile ilgili faktörler

​İşitme Engelini Erken Teşhis Etmek İçin

Bebeğinizin ve çocuğunuzun, aşağıda sıralanan davranışları göstermesi işitme kaybının erken teşhisi için çok önemlidir.

0-2 aylık bebekler;

3-4 aylık bebekler;

5-6 aylık bebekler;

7-8 aylık bebekler;

9-10 aylık bebekler;

11-12 aylık bebekler;

12-18 aylık çocuklar;

2 yaşındaki çocuklar;

3-11 yaş arasındaki çocuklar;
Aşağıda belirtilen sorunlardan bir ya da birkaç tanesi görülüyor ise, uzman kişilerle ve ilgili merkezlerle iletişime geçilmesi erken teşhisi kolaylaştıracaktır.     

​Erken Tanının Önemi

İşitme Kayıplı Çocuğun Eğitim Değerlendirmesi

İşitme kaybının teşhisi kesinleştikten sonra çocuğunuz için uygun değerlendirme ve katılım programları hazırlanmalıdır. İşitme engelli çocuklar farklı işitme derecelerinden dolayı farklı programlara ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden farklı alanlardan uzmanlar bir araya gelerek program hazırlar.